Serseri Deniz Sohbetleri-2 yazısında Denizcinin attığı her adım sevap mıdır? sorusu özelinde denizcilik mesleğinde edinilen deneyimlere ait bilgiler paylaşılmış ve cevabı denizcilik yaşantısı içinde aramıştık.
Bu bölümde ise aşağıdaki soruya yanıt aramaya çalışacağız. Anlatılacakların gerçek kavramlarla uzaktan yakından ilişkisi olmayıp serseri deniz sohbetlerine uygun düşen mitleştirilmiş bir anlatım tercih edilmektedir.
Yedi deniz feneri görenin günahı olur mu?
Günah kelimesi anlam itibari ile biz denizciler için biraz fazla karasal özellik barındırmaktadır. Bununla birlikte seyre çıktığınızda bu karasal kavram ve açıklamalar deniz şartlarında afaki kalmaktadır. Nasıl ve neden mi?
Günah kelimesi Farsça’da “gonah” şeklinde ifade edilmektedir. Bu kelime hem
dünyevi manada suçu hem de günahı ifade etmektedir. (ayrıntılı anlatım için bkz.) TDK sözlük anlamında ise “Tanrı buyruklarına karşı olan, dince suç sayılan, öteki dünyada cezayı gerektiren iş ya da davranış” ya da “eylemin sonucu insanı rahatsız eden ve Allah’ın acımasına yol açan kötü davranış” demektir.
Hem Oxford sözlük hem de Hristiyan inancında günah kelimesi “ilahi yasaya karşı bir ihlal olarak kabul edilen ahlaksız bir eylem” olarak açıklanmaktadır.
İbranice’de günah kelimesinin karşılığı olarak “het” ifadesi bulunmaktadır. Kitab-ı Mukaddes'te kelimeyi ifade eden yaklaşık yirmi kelime bulunmaktadır. Bunlardan bazıları “het”, “peşa” ve “avon”dur. "Ht" kökünden türetilen "hata" kelimesi "doğru yolun terkedilmesi,
kaybedilmesi" demektir. Dünyevi manada "kişinin yolunu (veya amacını) kaybetmesi"
olarak da kullanılır. Yahudilik dininde "yoldan sapmaları, amaçtan dönmeleri" "günah" olarak adlandırılmaktadır. (ayrıntılı anlatım için bkz.)
Yapılan açıklamalardan “ilahi emir ve yasaklara karşı gelmek” en basit ve yalın haliyle anlaşılmaktadır. Gelelim denizcinin amel (kar/zarar) defterine, ya da defter-i kebirine (muhasebe defterine)…
Biz denizcilerin standart olmayan her eylem ve davranışında ya “suç bastırmak” ya da "iz kaybettirmek" amaçlı espri ile karışık “yedi deniz feneri görenin günahı olmaz” şeklinde hazır bir mazereti her daim vardır. 😊 Peki gerçekten de bir denizci yedi deniz feneri geçince kendine günah yazılmaz mı?
Elbette ki HAYIR. Bu şekilde bir cümle kurmuş olsak bile vicdanlarımız bunu asla kabul etmeyecektir.
Kötü bir işin en gizli şahidi, vicdanımızdır.
Durum aslında o anı başkalarına karşı savuşturmakta ilgilidir. Bir yandan kısa vadede iç sesi bastırmanın en etkili formülü bu cümleye sığınmaktır. Aslında bu psikolojinin altında “görünmez olma, yakalanmama” kisvesi yatmaktadır.
Güya kutsala ait ne varsa; ya ardınızda ya da yedi deniz feneri gerinizde kalan ülkenizde bırakmışsınızdır. Dolayısıyla bunu söyleyen denizci için artık inandığı değerlerden ziyade “başka kuralların geçerli olduğu" karşısındakine belirtilmeye çalışılır. Ve bu hiç yazılmamış “deniz ilmihali” ya da kutsal metinlerin yorumlandığı deniz hermenötiğinin ilginç yorumu da denilebilir.
İster deniz ilmihalinden :))) ister deniz hermenötiğinden olsun; bu sözde kitapta yazılanlar sadece nefsi tasdik, tanrı buyruklarının arkasından dolanma ya da şeytana yoldaşlıklar barındırır.
Hızır gibi imdada o anda Ömer Hayyam'ın rubaileri yetişir. Ne de olsa ondan daha iyi dini bilecek değiliz!!!😳 Allahla pazarlık olmada da ne söyler Hayyam:
"Var mı dünyada günah işlemeyen söyle:
Yaşanır mı hiç günah işlemeden söyle;
Bana kötü deyip kötülük edeceksen,
Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle"
ya da karşındaki biraz sana yüklendi mi hele ki bu kişinin dini bilgisi var ve bilgisinin doğruluğuna inanıyorsan onun nasihatlerinden kurtulmak için;
"İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun, kaç para!
Hırka, tespih, post, seccade güzel;
Ama Tanrı kanar mı bunlara?"
Belki de seni kurtaracak cümle Hacı Bektaş'tan gelir...yükledikçe yüklenirsin karşındakine... eee ne de olsa suç bastırmak denizcinin adiyatı olmuştur. Kıyafeti gibi bembeyazdır onun içi!!!?:
"Hararet nardadır sacda değildir
Keramet baştadır tacda değildir
Her ne arar isen kendinde ara
Kudüste, Mekkede Hacda değildir"
Gördüğünüz gibi günahı inkar en az diğerleri kadar biz denizciler için de gayet kolaydır. Yarı şaka yarı ciddi söylenen tüm sözler karşındakini hemencecik güldürür. Eğer kişi yerse artık günaha bir ortak daha katılmış olur. Ne de olsa o da artık takımın bir parçasıdır. Ama yedi deniz feneri görene kadar onun günahları yazılmaya devam eder. Çünkü kuralımız neydi: yedi deniz feneri görene kadar...😇
Bir sonraki yazı dizisinde görüşmek üzere...
ilk kez duyuyorum deniz feneri görenin günahı olmaz deyimini :)) bilgiler için teşekkür ediyorum
YanıtlaSilSayın lerzan hanım. İşte o yüzden serseri Deniz sohbetleri yazı dizisini Sizlere farkındalık yapabilmek için hazırladık. Lakin “yedi” Deniz feneri geçince…;)) oluyor. Yoksa her ada vapuruna binen günahsız olur. 😂🤣
YanıtlaSil