Öne Çıkan Yayın

Kaplumbağa Terbiyecisi Üzerine

Sevgili blog okuyucuları, Hayatımızda en az bir kez de olsa birçoğumuzun yaptığı ve bunu yapmaktan keyif aldığı bir etkinlik ya da özel bir hobiden bahsedeceğiz.  Bahsedeceğimiz şey; adına çoğunlukla  yapboz  denilen ya da İngilizceden dilimize biraz değiştirilerek aktarılan pazıl (İngilizcesi:  puzzle) etkinliğidir.   Bilindiği üzere yapboz , herhangi bir fotoğraf ya da resmin  tamamı ve ya bir kısmının ufak parçalara bölünmesiyle oluşan; parçalanmış bu resim ya da fotoların tekrar birleştirilmeye çalışıldığı " oyuncak " kategorisindendir. Bu oyunun zorluğu, parça sayılarının çokluğuna göre belirlenmektedir. Fakat sayıca az olup da renklerdeki detaylar sebebiyle zor olan modeller de vardır. Bize göre en üst seviye ise genelde hem parça olarak sayıca fazla olan hem de tek rengin farklı tonlamalarına sahip yapbozlar olsa gerek. Açıkçası bu tip durumlarda daha fazla zorlandığımızı düşünüyoruz.  Buradaki rakamları doğru okuyanlar renk körlüğü sıkıntısı çekmemektedirler. Sizler n

Ereğli Ağır Sanayiden Önce Bir Sahil Kasabası

       Sevgili Blog Takipçileri, 


SanaGülBahçesiVadetmedim
Bugün sizlere Mübeccel Kıray'a ait Ereğli: Ağır Sanayiden Önce Bir Sahil Kasabası (2000)” adlı eseri takdim edeceğim. Kitabın bendeki baskısı 2000 yılına ait, Bağlam Yayıncılıktan çıkarılmış ve toplamda 310 Sayfadan oluşmaktadır.
Mübeccel Kıray’a ait bu eserin konusu (2000), Devlet Planlama Teşkilatının Ereğli kasabasında yeni kurulacak olan demir-çelik sanayi tesislerinin,  toplum ve kasaba yapısında yaratacağı etkinin araştırılması maksadıyla, bir sosyal araştırma yapılması istemesi üzerine kurulmuştur. Dolayısıyla Kıray ve ekibi, Türkiye’de bu alanda örnek olarak gösterilen ilk kent araştırmasını nitel ve nicel araştırma olarak hazırlanan anketler, literatür araştırması ve belgeler üzerinden yapmış ve sonuçlarını toplayarak bir kitap haline getirmiştir.

Ereğli Ağır Sanayiden Önce Bir Sahil Kasabası

 1962 yılı ile başlayan çalışma, günümüzde herkes tarafından Karadeniz Ereğlisi olarak bilinen bu sahil kasabasının sanayileşmesi ile kente getireceği toplumsal değişim ve dönüşümün seyri izlenmektedir. Kıray kendi kaleme aldığı çalışmanın önsözünde “Türkiye, sosyolog ve antropologların araştırma listelerine, hemen hemen hiç girmemiş ülkelerden biridir” demekte ve “Batılı olmayan fakat Batılılaşmaya ve sanayileşmeye benzerlerinden çok daha önce başlamış bir toplum olarak Türkiye şehirlerinin en uygun laboratuvar – toplum özelliklerini taşıdığı açık bir gerçektir (Kıray, 2000: 11)” demektedir.
 Kitabın yazılma amacı, Ereğli kasabasındaki sosyal kurumların insan ilişkilerinin ve değerler sisteminin 1962 yılında meydana getirdiği fonksiyonel bütünü belirlemektir. (Kıray, 2000:13).
 Eserde kullanılan teknikler, yazılı kaynaklar, mülakat tekniği ve sörveylerdir. Yazılı kaynak olarak, İstatistik Genel Müdürlüğü yayınlarından, İmar Bakanlığı Bölge Planlama Teşkilatı ilçe anketlerinin Ereğli’ye ait kısımlarından derlenen bilgiler kullanılmıştır.
Kitabın metodolojik yaklaşımı, fonksiyonalist (işlevselci) yaklaşım bir özellik göstermektedir. Bu teori özelliğine göre, toplumu yaşayan bir organizma olarak görmekte ve bu organizmayı oluşturan tüm parçaları onun canlılığına katkıda bulunan bir işlev üstlendiği fikrini ileri süren bir yaklaşım özelliği göstermektedir. Sosyolojide en köklü tartışmalar bu yaklaşımda gerçekleşmektedir[1]
 Bu yaklaşımın teorisi de aynen organizmaya benzetilerek, nasıl ki organizma parçalardan oluşmaktaysa ve bu parçalar bir sistem oluşturmaktalar ise, muhakkak bu sistem/sistemlerin birbiriyle iletişimleri olacaktır.  Dolayısıyla her sistem bir diğerini etkileyecek ve bağlı bulunduğu yapının düzenini, hayatiyetini oluşturacaktır. Kıray, bu yaklaşım metodolojisiyle Ereğli kasabasını, erkek-kadın, yaşlı-genç, yabancı-yerli, meslek grupları, gelir farklılıkları, kentli-köylü, tabakalaşma, meslek devinimi (mobilite), köylü-tüccar ilişkisi (patronaj) gibi toplumu parçalara ayırarak, mikro incelemelerde bulunmaktadır.

Tampon Mekanizma, Tampon Kurum ve Tampon İlişki Düzeyleri Kavramları


Kıray eserinde kavram ve kuramsal olarak ifadelerinde “tampon kurumları”, tampon ilişki düzeyleri” ve “tampon mekanizma” larından sıklıkla söz eder. Bunlardan “tampon mekanizma”ları şu şekilde açıklamaktadır (Kıray, 2000: 19-20) “değişmenin bunalımsız olmasını sağlayan, çözülmenin önüne geçen ve her iki sosyal yapıya da ait olmayan yeni beliren kurumlar, ilişkiler, değerler ve fonksiyonları biz tampon mekanizmaları terimi ile ifade ediyoruz.”
       Tampon ilişki düzeylerinden bahseden Kıray, sosyal yapıya şeklini veren dört büyük değişkenden bahsetmektedir. Bunlar, ekolojik bir komitede/mekanda belirli yeri ve biçimi olan bir yerleşme şekli, kendine has nüfus kompozisyonu, belirli bir sosyal örgüt ve en sonunda bunlara bağlı bir sosyal değerler sistemidir. Dolayısıyla bu değişkenler, hacim, ekolojik ilişkiler, farklılaşma, örgütlenme, dışarıya açılma, ve dışarısı ile bütünleşme, anonim ilişkiler kurma gibi şehirleşme ve sanayileşmeyi aynı oluşumun içerisinde almayı daha doğru görmektedir. (Kıray, 2000:21).
      Kıray'ın bahsettiği “Sosyal kurumlar” kavramına değinmeden önce sosyal kurumun ne ifade ettiğini anlam olarak bilmekte yarar vardır. Buna göre “Sosyal kurum birbirleriyle sosyal ilişki ve etkileşim halinde bir arada bulunan insanların, toplum içinde nasıl davranmaları gerektiğini ve bu davranışların kurallarını belirleyen, kişilere belli şekillerde davranışlarda bulunması için zorlayıcı etkide bulunan, aralarında birlik ve bütünlük olan, uyumlu ve örgütlü bütünlerdir.” Bunlara örnek olarak aile, eğitim, din, hukuk, ekonomi, yönetim, devlet kurumları verilebilmektedir.[2] Burada ise Kıray eserinde (Kıray, 2000:17-18) düzen ilişkilerini feodal yapı ve modern yapı üzerinden karşılaştırmalı olarak değerlendirirken, tüm yukarıda sayılan örneklerin birçoğunu veri olarak kullanmaktadır.
    Kıray eserin “problem” başlığında, sosyolojiye katılan birkaç terim, kavramdan bahsetmektedir ki bunlar: folk ve şehir toplumları, köy ve şehir toplumları, gelenekçi ve modern toplum, feodal şehir- modern şehir terimleridir.
1961 baharında inşaatı başlayan Ereğli Demir-Çelik Fabrikasının getireceği değişmeler ve problemler öncesinden gün yüzüne çıkmaya aslında başlamıştır. Bu çalışmada problemler ve değişmeler artmadan ve sorunlar toplumun derinine inmeden evvel toplumun hayatının araştırılmasının istenmesidir. Bu sayede kasabada ileride yapılacak diğer saha araştırmaları için bir taban bilgi edinilecek, başlangıç sağlanmış olacaktır. Aksi halde kültür değişmeleri araştırmalarında çoğunlukla, “sıfır noktası” ya da “temel çizgisi” denilen kavramların tespiti zorlaşacaktır. Bu sebeple, ağır sanayinin etkilerini araştırmak için kent adeta bir laboratuvar gibi kullanmak bu araştırma sayesinde mümkün hale gelmektedir.
Yazarın iddiaları kitabın problem başlığının son kısmında görülmektedir. Bunlar, tüm kitapta anlatılanlar ışığında, Ereğli'nin sosyal yapısını, şehirleşme ve sanayileşme çerçevesinde ele alındığında; Ereğli'nin değişme, şehirleşme ve modernleşme oluşumu içinde olduğu, Türkiye’deki aynı büyüklükte diğer kasabalardan daha fazla değiştiği, Ereğli’deki bu değişimin feodal yapıda bir kasaba olmamasından kasıtla; yüzyıla yakın bir zamandır bu değişimin olduğu değerlendirmektedir.


Not: Yazılanlar, doktora programı ders notlarımdan derlenmiştir. 



[2] Sosyal Kurum nedir? http://sosyal-kurum.nedir.org/

Diğer blog yazılarım için aglotlaro.blogspot.com tıklayınız ve ABONE olmayı unutmayınız👍

Yorumlar