Öne Çıkan Yayın

Kaplumbağa Terbiyecisi Üzerine

Sevgili blog okuyucuları, Hayatımızda en az bir kez de olsa birçoğumuzun yaptığı ve bunu yapmaktan keyif aldığı bir etkinlik ya da özel bir hobiden bahsedeceğiz.  Bahsedeceğimiz şey; adına çoğunlukla  yapboz  denilen ya da İngilizceden dilimize biraz değiştirilerek aktarılan pazıl (İngilizcesi:  puzzle) etkinliğidir.   Bilindiği üzere yapboz , herhangi bir fotoğraf ya da resmin  tamamı ve ya bir kısmının ufak parçalara bölünmesiyle oluşan; parçalanmış bu resim ya da fotoların tekrar birleştirilmeye çalışıldığı " oyuncak " kategorisindendir. Bu oyunun zorluğu, parça sayılarının çokluğuna göre belirlenmektedir. Fakat sayıca az olup da renklerdeki detaylar sebebiyle zor olan modeller de vardır. Bize göre en üst seviye ise genelde hem parça olarak sayıca fazla olan hem de tek rengin farklı tonlamalarına sahip yapbozlar olsa gerek. Açıkçası bu tip durumlarda daha fazla zorlandığımızı düşünüyoruz.  Buradaki rakamları doğru okuyanlar renk körlüğü sıkıntısı çekmemektedirler. Sizler n

Sizinle Her Geçen Gün Büyüyoruz!

Sevgili blog okurları, 

23 Aralık 2018'de "Sana Gül Bahçesi Vadetmedim" yazımızla başlayan blog yazarlığı yolculuğumuzun bugün itibarı ile tamı tamına 57 adet birbirinden "özgün" yazılarımızla #hedefonbin (10000) rakamlarımızı tutturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. 💝🎷🙋


İlk hedefimiz "1000" görüntülenme (26 Ocak 2019) aldığımızda ne kadar sevindiğimizi ve "yazarak konuşmanın zevkini" idrak ettiğimizi daha dün gibi hatırlıyoruz. 

Aradan geçen 4-4.5 ay gibi kısa bir sürede hiç tanımadığım ve belki de tanışamayacağım siz sadık okurların teveccühleri sayesinde "çok şükür" bugünlere kadar geldik. Bunun için sizlere teşekkürü bir borç biliyorum. 

Nasıl ki "her sanatkar, sanatının bilinmesini bekler" ise bizim gibi emekleyen blog yazarları da yazılarının "birileri tarafından okunup okunmayacağı ya da beğenilip beğenilmeyeceği" beklentisi içinde olmaktadır.


Hele ki yazdıklarından para kazanmak ya da en azından yazdıklarının karşılığını almak ta bu işin ayrı bir beklentisini oluşturmaktadır. Bunun için "Google reklamlar" özgün yazılar yazan tüm blog yazarlarına destek olmaktadır. 


Ve biz çok kısa bir sürede Google' un bu desteğine çok şükür ki eriştik fakat henüz gerekli kazanca erişme noktasına gelemedik. 

Neden?

Bunun nedeni ise gayet basit. Başlangıç için: maddi beklentilerimizi,  manevi beklentilerimizin gerisinde tuttuğumuz içindir. Çünkü biliyoruz ki yazılarımızı dünyanın neresinde olursa olsun okuyarak, kendinden bir şeyler bulduğuna inanan kişilerin olduğunu hissediyoruz. 

Bu kişilerin arayüz programları sayesinde dilimizi, kültürümüzü bilmeseler de "ortak bir dil: özgün düşüncede" buluştuğumuzu biliyoruz. Bu da evrensel kültürün en güzel örneğini oluşturmaktadır. 

Bazen dil algoritmasını dünyada en az konuşulan dillerine: Urdu, Tayca, Pencap, Swahili, Aramice gibi çevirdiğimiz anlar da olmuyor değil? Böylece o ülke ya da ülkenin vatandaşlarından her hangi birisi yazılarımızı okuduğunda, bizim yazma şevkimiz daha bir artıyor, hatta kamçılanıyor...

İkinci neden,  "yorucu bir eğitim programı" arasına sıkıştırdığımız bu blog yazılarının üzerine fazla eğilememek ve yazılarımızı farklı platformlarda yeteri kadar yayamamaktan kaynaklıdır. Oysa ki diğer yazarlar her türlü sosyal medyayı takip ederek geçmişe dönük tüm yazılarını düzenli olarak yayınlamaktadırlar.

Üçüncüsü, diğer yazarlar bu işi çok önceden başladıkları için haliyle hem deneyim hem de yeteri kadar bize göre fazla takipçi sayılarına ulaşmış durumdalar. Bu sayede sadece yazarlık yaparak geçimlerini temin edebiliyor ya da ek gelirlere ulaşabiliyorlar. 

Bir kaç örnek vermek gerekirse: tanınmış bir Blog Yazarı ayda ortalama 1000-10 Bin TL arasında kazanabiliyor. Hele ki kurumsal tanınmış bir site sahibi blog yazarı ise kazancı aylık 100 Bin TL'ları bulabiliyor (bkz. kaynak: https://www.hizliadam.com/blog-yazarak-ayda-ne-kadar-para-kazanilir.html

Ve son olarak; biz daha henüz Blogspot'un bedava sitesini kullanıyoruz, kendimize ait bir ticari site ve markamız yok, artı şu aşamada öncelikli hedefimiz bu değil, eğitimi tamamlamak daha önceliğimiz. İşte bu ve bunun gibi sebeplerle maddiyatı arka plana atmış durumdayız.

FAKAT

Sıklıkla tekrar ettiğim "bir gün kalkacağım ve bir bakmışım milyonlar beni okumuş ve binlerce takipçim olmuş" hayalim bir gün gerçekleşecek ve o zaman biz de hızlı adımlar atarak durum değişikliğine gideceğiz. Merak etmeyin bu niyetimiz olursa şımarmayız, bilirsiniz ki "para bizi bozmaz" :)) en azından şimdilik :))) 

Dalga geçmiyorum sizi teminle söylüyorum hayatta buna benzer tecrübe ettiğim ve mutluluğunu yaşadığım çok anlarım var. Bir gün kısmet olursa onlardan da bir bukle blog yazısı paylaşabiliriz. Biz evrene pozitif enerjimizi çoktan yaydık bir kere :)) Bumerang etkisi ile bizi buluverir. Belli mi olur? KISMET diyelim. 

İşte sayın blog okurları, tek taraflı da olsa sizinle daha fazla konuşabilmek ancak yukarıda anlattığım nedenlerden ötürü mümkün olacaktır. Ve bunları hep birlikte yaşayacağız ve göreceğiz. Göremez isek eğer "karınca misali yolunda ölürüz bize yeter".

Artık hedefimizi #hedefyuzbinokuma olarak yeniledik. Lütfen sosyal medyada, sağda solda bu sloganı tüm yorumlarına, paylaşımlarınıza yerleştirirseniz bizlere olan desteği arttırmış olursunuz. Ne kadar destek olursanız aldığımız enerji bizi daha fazla yazı yazmaya itecektir. 

Herkese sıkı takipler ve aktif okumalar dilerim. Blog yazılarım için: https://aglotlaro.blogspot.com'a; Şiirler ve Güzel Sözler için: https://gonuldilekcesi.wordpress.com 'a ABONE olmayı ve yayınlarımızı paylaşmayı unutmayınız👍

Yorumlar

  1. Bloğuma ziyaretinizden dolayı teşekkür ederim . Başarılar dilerim .

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorum yaptığınız için teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan kısa bir süre içinde yayınlanacaktır.