Öne Çıkan Yayın

Kaplumbağa Terbiyecisi Üzerine

Sevgili blog okuyucuları, Hayatımızda en az bir kez de olsa birçoğumuzun yaptığı ve bunu yapmaktan keyif aldığı bir etkinlik ya da özel bir hobiden bahsedeceğiz.  Bahsedeceğimiz şey; adına çoğunlukla  yapboz  denilen ya da İngilizceden dilimize biraz değiştirilerek aktarılan pazıl (İngilizcesi:  puzzle) etkinliğidir.   Bilindiği üzere yapboz , herhangi bir fotoğraf ya da resmin  tamamı ve ya bir kısmının ufak parçalara bölünmesiyle oluşan; parçalanmış bu resim ya da fotoların tekrar birleştirilmeye çalışıldığı " oyuncak " kategorisindendir. Bu oyunun zorluğu, parça sayılarının çokluğuna göre belirlenmektedir. Fakat sayıca az olup da renklerdeki detaylar sebebiyle zor olan modeller de vardır. Bize göre en üst seviye ise genelde hem parça olarak sayıca fazla olan hem de tek rengin farklı tonlamalarına sahip yapbozlar olsa gerek. Açıkçası bu tip durumlarda daha fazla zorlandığımızı düşünüyoruz.  Buradaki rakamları doğru okuyanlar renk körlüğü sıkıntısı çekmemektedirler. Sizler n

Tesadüfsüz Başarılara Yelken Açmak



TEKNOLOJİDEKİ BAŞ DÖNDÜRÜCÜ GELİŞMELER IŞIĞINDA BİR YAZI

Not: Blogumuzda yer alan yazılar, eskiden derslerde okuttuğumuz elektronik bilgiler ile farklı yerlerden edindiğimiz kaynaklardan oluşmaktadır. Yazı sonunda mutlaka esinlendiğimiz kaynaklar belirtilecektir.

Elektronik ve teknoloji dünyasına giriş yapmak mı istiyorsunuz? Yoksa çağın gerisinde kalarak, erkenden YAŞLI damgası mı yemek istiyorsunuz? Eğer her iki soruya da cevabınız HAYIR ise aşağıda paylaşacağım bilgileri lütfen okumadan geçmeyin.

Anlatacaklarımız sadece lise ve üniversitelerin elektronik, mekatronik, bilişim ya da mühendislik dallarında okuyan öğrenciler için değil, teknolojiye merak saran ve onun baş döndürücü trafiğinde sıkışmadan ilerlemek isteyen herkes içindir.

Resim 1: Bell Laboratuvarı

Teknoloji dünyasındaki ilerleme ve gelişmeler günümüzde baş döndürücü hızla devam etmektedir. 1950’li yıllarda yarı-iletkenlerden transistörün bulunması ile yüksek enerji harcayan ve çok yer kaplayan hantal cihazlar artık yerini mikroskop ile görülebilecek kadar küçük elektronik cihazlara bırakmıştır.

I ve II. Dünya Savaşı (1914-1918, 1939-1945) ve sonrasında[1] Amerika Birleşik Devletleri (USA) ve Sovyetler Birliği (SSCB) silah ve uzay teknolojilerinde yarışırken, İngiltere, Almanya, Fransa gibi Avrupa devletlerinin de bu yarışın içine dâhil olma mücadelesi verdikleri bilinmektedir. Bu yıllarda fizik ve kimya çalışmaları ile ünlenen bilim insanlarının elektronik, uzay ve teknoloji alanlarına değer kattıkları ve bu sayede bilimsel alanda büyük ilerlemeler kat edildiği görülmektedir.
Resim 2: Transistörün ilk hali

1980’li yıllara gelindiğinde mikroçip [2] dediğimiz devre elemanının bulunup dünyada yaygın olarak kullanılması, bu alanlardaki yarışları daha da hızlandırmıştır. Ses ve görüntü sistemlerinde mikroçip kullanımının yaygınlaşması sayesinde Çin, Japonya, Kore, Malezya, Taiwan gibi Asya ülkeleri de 90’lı yıllardan başlayarak bu yarışa dahil olmuş, bu konuda üretici konumuna yükselerek pazarda söz sahibi olmuşlardır.

Resim 3: Entegre, Mikroçip

Ayrıca mikroçiplerin geliştirilmesiyle sadece hesap makinesi[3] olarak kullanılan makineler bugün yerlerini avuç içine sığabilecek büyüklükteki bilgisayar (Computer) adı verilen cihazlara bırakmıştır. Bugün bilgisayarın olmadığı bir dünyadan bahsetmek neredeyse imkânsızdır. Bir şey satın alırken kullanılan yazar-kasalardan tutun, ev, işyeri ve okullarda yaygın olarak kullandığımız masaüstü, dizüstü, tablet PC (personal computer)’ler ile yine iletişimde kullandığımız hayatımızın bir parçası haline gelen akıllı telefonlar…

Dünyadaki en önemli kaynak olarak kabul edilen bilimsel bilgi (Bacanlı, 2015), teknolojideki bu yenilik ve gelişimler sayesinde kendine yeni alanlar yaratmaktadır. İnsanlığın varoluşundan bugüne kadar elde ettiği bilgi, bugün bilgisayarlar vasıtasıyla işlenerek çeşitli mekanik sistemlere aktarılmakta ve bu sayede çok zaman alacak bir üretim çok kısa sürede bitirilmektedir. Endüstrinin her alanında kullanılan robotlar, bizlere gelecek adına ilham vermektedir. Kullanım alanı önceleri sadece endüstri üretimi olarak düşünülmekte iken artık tıpta ameliyat yapan robotlardan tutun da ister sivil ister askeri maksatlı olsun tehlikeli sayılabilecek her yerde kullanılabilmektedirler. (Kyriakopoulos & Loizou)


Robotların geleceği konusundaki tartışmalar devam etse de Endüstri 4.0 'ın ilanı ile yakın bir zamanda birçok alanda insanın yerini tamamen alacağı değerlendirilmektedir. Bugün bu düşüncenin olumlu ve olumsuz yönleri mevcut olsa da ordu ya da emniyet birimleri yönünden ele alacak olursak terör saldırıları ve insani yardım faaliyetleri kapsamında yapılan ve yapılacak faaliyetlerde insan kaybının en aza indirgenmesi için bu teknolojinin kullanılması yönündeki önemi gayet açıktır.

Bu maksatla ülkemizde Milli Eğitim Bakanlığının, Üniversitelerin ve Tübitak’ın düzenledikleri robot yarışmalarına katılımın sağlanması MEB bağlısı okullarda öğrenim gören öğrencilerin işledikleri ders programlarının yanında bu alandaki boşluğun doldurulması ve gelecek adına basamak oluşturması için olumlu etkisi olacağını değerlendirmekteyiz.

Konu ile ilgili tüm lise ve MYO öğrencileri ya da teknoloji ile haşir neşir olan herkesin, bu tip yarışmalara katılmaları ve ilk yarışma deneyimlerini elde etmeleri önemli bir adım olacaktır. Unutulmamalıdır ki: “Bir işe başlamak onu yapmanın yarısıdır” derler.

Sizlere vereceğimiz tavsiyeler ve ezberleteceğimize inandığımız motivasyon cümlelerimizle, bundan sonraki her kategoriden robot yarışmalarında iyi bir derece elde etme başarısı göstereceğinize inanıyoruz ;)
Resim 4: PUKÖ Döngüsü

Hedeflediğiniz tüm çalışmalarda İyi planlama yapmanız ve doğru uygulama yöntemlerini kullanmanız, gerçekleştirmek istediğiniz tüm projelerinizde tam ve eksiksiz kontrol sağlamanız gerekmektedir. Bu sayede kazalara karşı gereken önlemleri de almış olacaksınız.

Ayrıca bu süreçte kendinize yüksek sesle tekrarlamanızı istediğimiz bir takım meditasyon sloganlarımız vardır onlar ise şunlardır:


İşte bu tavsiye ve sloganların sağlayacağı rüzgârla yelkenleriniz şişecek ve teknoloji dünyasına adım atmakla kalmayacak aynı zamanda “tesadüfsüz başarılara” doğru yol da alacaksınız.

Sözün özü: “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde”[4]

Yazar: Tolga Oral (tolgaoral77@gmail.com), Aralık 2018.


Kaynakça:

Bacanlı, H.“Eğitim Psikolojisi”. Ankara, 2015,
Kyriakopoulos, K. J., & Loizou, S. G., Robotik: Robotiğin Temeli ve Robotların Geleceği.(P. Böğrekçi, & İ. Demircioğlu, Dü) Haziran 02, 2016 tarihinde.
http://www.tarmakbir.org/haberler/Kitap/6_2.4%20Robotik%20Roboti%C4%9Fin%20Temeli%20ve%20Robotlar%C4%B1n%20Gelece%C4%9Fi.pdf adresinden alındı.
Tekin, M., "Toplam Kalite Yöntemi", Konya: Günay Ofset., 2011.







[1] 1947-1991 yılları arasında Soğuk Savaş Dönemi olarak adlandırılan bu dönem, iki süper güç olan ABD ile Batı Blokuyla, Sovyetler Birliğinin önderliğinde Doğu Bloğu ülkeleri arasında yaşanan askeri ve siyasi gerginliktir.



[2] Bilim insanı ya da bilimci, evrene ilişkin olgulara ve değişkenlere yönelik bilimsel veri elde etme yöntemlerini kullanarak sistematik bir şekilde bilgi elde etmeye çalışan kişidir. Nikola Tesla (1856–1943) Max Planck (1858–1947), Albert Einstein (1879-1955), Edwin Hubble (1889 – 1953) bunlara örnek olarak verilebilir.

[3] Asıl adı ENIAC (Electronic Numerical Integrator And Computer) olan elektrikle çalışabilen ve elektronik veri işleme kapasitesine sahip ilk bilgisayardır. II. Dünya Savaşında ABD'li bilim insanları tarafından inşa edilen ENIAC ilk çıkan bilgisayardır ve yaklaşık ağırlığı 30 tondur.

[4] Ziya Paşa